Birkaç gün öncesinden TV-Net'te bir program izlemiştim. Tanıdığım ve bildiğim birisi değildi, programın misafiri. Ancak adını Pro...

Kültürel Soykırım

       Birkaç gün öncesinden TV-Net'te bir program izlemiştim. Tanıdığım ve bildiğim birisi değildi, programın misafiri. Ancak adını Prof. Dr. Teoman Duralı olarak okuduğum konuğun bir sözü doğrusu çok düşündürücü idi.
       "Yazıyı değiştirmek, kültürel bir soykırımdır." Doğrusu haklı bir tespittir, bu.
       Siz de bir düşünün, geçmişiyle köprü kuramayan bir nesil, nasıl ayakta durur? Geleceğe nasıl ümitle bakar?
       Tarihinden koparılmış nesiller, köksüz ağaçlara benzer ve çürümeye mahkum olurlar. Bu sebeple tarihini bilmek ve öğrenmek için o devirlerde kullanılan yazıyı bilmek gerekir. En azından yeterli ilim adamlarıyla bu açığın kapatılıp, yeni kökler salarak temeller sağlamlaştırılmalıdır.  Geçmiş unutulmadan geleceğe bakılmalıdır.
       Yarınlarımızı emanet edeceğimiz gençlere de tarih sevgisi bilinci edindirmeliyiz ki yabancı kültürlere meyil etmesinler, kendi kültürleri ile yaşamayı ve yaşatmayı öğrensinler.
       Tarihte yaşadığımız bu kültür soykırımını üzerimizden atıp, geleceğe ümitle bakmalı ve emin adımlarla yürümeliyiz.
       Soykırımı ikiye ayırdı; biyolojik ve kültürel diye. İkisi de çok kötü bir şey. Kültürel soykırım ruhlarımızı tutsak ederken, biyolojik soykırım canları alıyor. Kültürel soykırım ile âdeta yaşayan ölüler, yönlendirilen insanlar durumuna düşülüyor.
       Onun için dinimize, dilimize, vatanımıza, kültürümüze sahip çıkılmalı ki yavrularımıza güzel bir gelecek bırakalım.
       Daha güzel yarınlar ümit ve duasıyla.




BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.