En yakının bir gün el oluverir Eller ise yakınında duruverir Dost sandıkların görmezden gelir Yakından gelen taştan Canın daha fazla yanıver...

Sevgisiz gönülden Sevgi dilenme Elin de yok ki Ne versin?

Gökler ağlar Denizler dolar Topraklar doyar Gözlerinin pınarında Birikmiş yaşlar Bırak tutma Rahatlasın ruhun Bu bahar

Geçmiş ve gelecek Şimdinin kanatlarında Mutlu mesut yaşıyorlar Arkadaşça Ne tamamen aynı Ne tamamen farklı Birbirinden işaretler Taşıyorlar ...

Yıllar yoğurmuş bizi Şekil vermiş zaman Olgunlaştırmış bizi imtihan Yıllar seller gibi akarken Çakıl taşları bırakmış hafızalarımızda İrili ...

Döktü yapraklarını birer birer Dallarda kalmadı güller Daha gelmemişti sonbahar  Niye bu üzüntü keder

Dünya büyük bir insan, bizler de küçük bir dünya olduğumuz için böyle bir başlık kullandım.   Ormanlarımız dünyamızın akciğerleri gibi durma...

Dünyada görmediğimiz Ana sıcaklığını verir toprak ana Sarıp sarmalar kokusuyla Rahminde uyutur bizi Sur üflenme vaktine kadar Yeniden doğal...

Kalbimin kırıklarını topladım Elime battı Canımı yaktı Toplamasam kalbime batacaktı

Başıma gelmez deme Gelince hayret edersin Başa gelen kalmaz başta Bu da geçer Ya Hu de İmtihan sırlar saklar Yaşadıkça çözersin onları Hayat...

Ölüm ve hayat bir döngü içinde dönerken Her şey yeniden inşa edilir Her tohum toprakta yeni hayat için sümbüllenir Hayat ve ölüm kucak kucağ...

Bir cendere içinde sıkılırken insan Nasıl güler eğlenir? Yalancı zevkler peşinde koşar Heba eder verilen hayatı Ruhu zindanlarda ağlar gece...

Çeşit çeşit huy, ahlak Muammadır anlamak Her zaman aynı sonuç Almak ne mümkün Aynı yoldan giderken Bir bakmışın bir söz Bir bakış ayırıveri...

Hayat zamanın elinde esir Bağlanmış saniyelere Son nefes son düğüm Açılacak kim bilir? Ne zaman, nerede? Yaşıyoruz zaman durmuş, Ölüm yokmuş...

Blogger tarafından desteklenmektedir.