Bu sözü ilk duyduğumda hiç öyle bir şey olur mu, diye abarttıklarını düşünmüştüm. Ta ki bu hastalık çıkana kadar.

Düşünün ki bir kelebek kanatlarını çırpıyor ve kilometrelerce uzaklıkta fırtınalara, kasırgalara sebep oluyor. Şu günleri yaşamamış olsaydım aynı düşüncemi sürdürecektim.

Çin'de hayvan pazarında çıkan bir hastalık bütün dünyayı nasıl da esir aldı ve herkesi etkiledi. Zengin fakir, ünlü ünsüz herkesi. İşte kelebek etkisi tam da bu olsa gerek

Kimi ülkeler sürü koruması uygulayacağız dediler, baştan önlem almadılar. Fakat daha sonra baktılar ki çığ gibi büyümekte, onlarda önlem almaya başladılar. Fakat biraz geç kaldılar. Tarih her şeyi atlamadan gün gün, saat saat hatta dakika dakika kaydediyor. Kimler isabetli kararlar aldı kimler almadı. Tarih kaydediyor hepsini.

Elbetteki devletlerin aldığı makro ölçekteki tedbirler çok önemli ve ellerinden geldiği kadar her millet bir şeyler yapmaya çalışıyor. İşte bu tedbirlerin uygulanması ve başarıya ulaşması bu virüsü yenebilmek bir yerde bizlere bağlı, aynı kelebek kanadı gibi. O kanadın şu zamanda hareket etmeden evlerde kalması ve hastalığın yayılım hızını düşürmemiz gerekiyor. Hepimiz üzerimize düşeni yapmaya mecburuz, çocuklarımızın hatta torunlarımızın geleceği buna bağlı.

Çok sıkıldım diyerek sokağa çıkanlar büyük vebal altındalar, bu vebalin altında ezilirler, çünkü etkileri yarınlarımızı etkileyecek kadar büyük. Bizler sabırlı insanlarızdır, değilsek de sabrı öğrenmeye mecburuz. Çocuklarımızın kabirlerini ziyaret etmek istemiyorsak.

Başta yaşlı ve hastaları etkiliyor denmişti, zaman ilerledikçe böyle olmadığı görüldü. Her geçen gün hız kesmeden bizden sevdiklerimizi almaya devam ediyor. Önlemleri hafife alırsak daha çok can yakacağı bariz bir şekilde kendini gösteriyor.

Kendimizi bir öz eleştiriye tabi tutalım ve bizden istedikleri on dört kurala uyalım ve uymayanları nazikçe uyaralım.

Daha güzel, sağlıklı yarınlarda buluşmak ümidi ile.