Son günlerde Korona gündeme öyle bir oturdu ki kolay kolay kalkacağa da hiç benzemiyor zira her geçen gün hasta sayısı artmakta ve büyük can...

Hastalığın Düşündürdükleri -1

Son günlerde Korona gündeme öyle bir oturdu ki kolay kolay kalkacağa da hiç benzemiyor zira her geçen gün hasta sayısı artmakta ve büyük can kayıplarına sebep olmakta. Dünyanın her yerini etkilemesi de ayrı bir konu daha önce çıkan sars gibi bulaşıcı hastalıklar daha sınırlı kalmıştı.

Hepimizi etkilemesi ve hâlâ bir aşısının ya da ilacının bulunamaması da ayrı bir konu. Hani ilerlemiştik, Mars'da bile koloniler kuracaktık? Yapay zekâlarla çok büyük işler başarıyorduk, daha bunun gibi yüzlerce binlerce şey sayılabilir. Elbette insanlık birçok buluşlar yaptı, ilerlemeler oldu, bunlar inkâr edilemez gerçeklerdir. Hele ki bizim neslimiz için ilerlemeler baş döndürücü bir hızla gelişti. Gençken elimizle çamaşır, bulaşık, süpürme gibi işleri yaparken kısa bir zaman sonra makinalara geçilmesi daha sonra da otomatikleşmesi elbette inkar edemeyiz. Bu baş döndüren hızla maddi gelişmelerimizi ne yazık ki manevi hayatımızla beraber götüremedik, insanlığımız sınıfta kaldı. Marketlerde en küçük ihtiyaçlar için verilen kavgalar da içler acısı durumumuzu ortaya koyuyor.

Bir de başka bir açıdan bakalım, şimdiye kadar ileri ülkeler kendinden zayıfların imkânlarını, zenginliklerini sömürerek kendilerine ulaşılmaz zenginlikler elde etmiş ve bu sömürmesini kamufle etmek için de her girdiği yere ayrılık tohumları atarak birbirleriyle çatıştırarak daha rahat sömürmesini sağlamış. Oralarda yaşayan halkları düşünmeden zenginliklerini kendi ülkelerine aktarmış, kimi zaman bu pırlanta ,altın olmuş kimi zaman petrol ve daha yüzlerce ne kıymetli ise ellerinden almış ve almaya devam ediyor.

Bakmış ki bu iç karışıklıklar yetmemiş, insanlar yavaştan uyanmaya başlıyor, cetvelle çizilen alt yapıları hazırlanmadan oluşturulmuş sınırlar çizip, kavgayı büyütmüşler, böylece sanmışlar ki yangını uzaklarda çıkaralım biz rahatımıza bakarız. İşte böylece insanlık sınıfta bir daha kalmış.

İnsan kâinatın küçültülmüş fihristesi olduğunu düşünürsek ayağımıza batan dikenden nasıl acı çekiyorsak onun gibi ne kadar uzakta da olsa dünya üzerinde yaşanan huzursuzluklar herkesi ilgilendirir ilgilendirmeli, insaniyetin gereği olarak.

Çıkan savaşlar neticesinde evlerinden vatanlarından olan insanların dramlarına göz kapatmak, yok saymak insanlık dışı bir hareket olduğunu acaba anladılar mı? Bu hastalığın ateşi düştükten sonra bakacağız, anlayıp anlamadıklarını.

Gözümüzle göremediğimiz hatta mikroskopla bile zor görünen bir mikrop, unuttuğumuz insanlığımızı bize belki hatırlatır da yanlışlarımızdan pişman olup tamirine başlarız. Tabi ki bizler temenni ederiz dua ederiz, belkide birkaç satır yazarız, ellimizden gelen bu. Fakat ellerinde düzeltme imkânı olanların da vebali bir o kadar büyük inşaallah akılları başlarına gelirde daha büyük felâketlere yol açmazlar.

Yarınlarımız bu günlerimizden daha güzel, mutlu, huzurlu, sağlıklı olması umuduyla.
























BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.