Her gün yeni bir âleme açılan kapı, her gün yeni umutlar, yeni hayatlar. Yani her yeni gün insana verilen ömür sermayesi. Bu sermayeyi iyi yolda kullanıp kâr mı edecek, yoksa zarar mı? Tamamen kendine kalmış, işte bu, imtihan sırrı.

İnsan, serbest bırakılmış, seçme hakkı verilmiş ki, yaptıklarının ya da yapmadıklarının  sorumluluğu  olsun. Öyle olmasaydı, Yaradan bizi hesaba çeker miydi? Elbette ki hayır. Bize irade vermiş ve yolları bize tarif eden yol göstericiler yollamış.Yani Peygamberlerimizi ta ki sorumluluğumuzu bilelim ve yanlışa düşmiyelim diye.

İnsan; işte bir sürü duygular, hassalar, cihazlar, organlarla techiz edilmiş. Bize önem verilmiş. Bitki olarak, hayvan olarak değil, insan olarak gelmişiz.

Şu kısacık dünyaya, fakat burası da ebedi âlemin tarlası. Burada ne ekersek ahirette de onu biçeceğiz.

İnşallah iyi ve güzel istidatlarımızı yeşertip, ahiretimizi kazanmamıza sebep olurlar. Yoksa kötü iş ve amellerimiz bizi cehennem çukuruna çeker.

Uyanık olup, nefis ve şeytana uymadan, sıratı müstakimde yürürüz, inşaallah, kurtuluşumuz bunda. Dünya ve ahiret saadeti isteyenlerin yolu.

Her gün yeni bir gün, yeni umutlara gebe olduğu gibi yeni imtihanlara, acılara da gebe. O gün, başımıza hangi hal gelecek, bilemeyiz!

Fakat ne hâl gelirse gelsin, her hâlin, Rabbinin eliyle geldiğini unutma ve isyan etme! İsyan, musibeti fazlalaştırır. Sabır gösterirsek, vazifesini bitirir ve gider. Sabredersek mükâfat, isyan edersek ceza alırız.

Onun için dikkatli olmalı ve her hâl ve duruma hazırlıklı olmalıyız. Günün sonunda da Rabbimizin verdiği nimetlere şükretmeliyiz ki nimetler devam etsin..

İstemediğimiz, bizi zorlayan hadiseler karşısında sabredip yine verene sığınmalıyız ki, bir an önce üzerimizden alsın. Gelen hadiseler karşısında nasıl davranacağımız bize kalmış, sonucuna katlanmakta öyle.

Rabbim, imtihanımızı kolay kılsın. Kaldıramıyacağımız yükü vermeyen Rabbim ağır imtihanlarla bizi sınamasın.