Kadın olarak bu yazıları yazmak elbette ki hiç istemediğimiz konular. Çünkü canımız çok yanıyor, bazen de canımızdan oluyoruz. Kadına şiddet...

Kadınlarımız

Kadın olarak bu yazıları yazmak elbette ki hiç istemediğimiz konular. Çünkü canımız çok yanıyor, bazen de canımızdan oluyoruz. Kadına şiddet konusu. Bu şiddette, her nedense sevgi adına oluyor çoğu sefer. Bugün de duyuyoruz ki arkadaşlık teklifini geri çeviren kadını öldürdü, diye. Benim aklım almıyor, her istediğini önünde hazır bulan nesiller, hayır denince deliriyor sanki. 

Nerede hata yapıyoruz?

Bu konu daha fazla canlar yitmeden oturup bir hâl çaresine bakmalıyız. Eğitimin ilk basamağı olan aileden başlayarak bu daireyi genişletmemiz gerekiyor. Yetkili olan herkes bu konu ile ilgili kafa yormalı, çıkış önerilerinde bulunmalı.

Suç işlenmeden önlemler alınmalı ve daha fazla canlar yanmamalı. Son olayda ceza alıyor fakat onanmadı diye serbest bırakılıyor ve bir başka kadının canını alıyor ve intihar ediyor. Bu hastalıklı kafalar suç işlemeden tespit edilip, tedavi edilmeli.

Bir teklif!

Rutin olarak beden ve ruh sağlıklarımız kontrol edilmeli ve bir sıkıntılı durum varsa tedavi edilmeli, bu da benim teklifim. İlk önce belirli yaş gruplarında pilot çalışma yapılarak genişletilebilir. Şiddetin fazla olduğu şehirlere öncelik verilebilir.

Okullarda ders olarak başlatılabilir. Evlenecek olanlar belli testlerden geçirilebilir, sıkıntılı olanlar tedavi edildikten sonra evlenmesine izin verilebilir.

Yukarıdaki söylediklerimizi tekrar gözden geçirecek olursak, ailede başlamalı eğitim. Çocukluktan şiddet sarmalında büyümesine engel olunmalı ki sağlıklı nesiller yetişsin, yoksa bu sarmalı kırmak mümkün gözükmüyor. Ne yazık ki şiddet şiddeti doğurmaya devam ediyor. Daha sonra okullarımızda yeterli eğitim verilmeli. Daha sonra da evlenmeden önce tekrar eğitim verilmeli. Şiddete meyilli, öfke kontrolü olmayan kişileri tespit edilmeli ve istenmeyen durumlar yaşanmadan önlemler alınmalı. Bu kişiler bırakılmamalı rutin olarak kontrolleri yapılmalı.

Birkaç süzgeçten geçirilmeli ki birinde tespit edilemeyen diğerinde tespit edilmeli. Artık canlarımız yanmasın.

Elbette ki yetkililer bir şeyler yapmaya çalışıyor fakat bir yerlerde eksik veya hata var ki hâlâ her gün bu olayları duymaya devam ediyoruz. Aslında ilk önce kendimizi korumayı bileceğiz. Son hadisede gerekenler yapılmış fakat yine de önüne geçilememiş burada ne atlanılmış, diye oturup düşünelim.

Adalet sistemimizde açık varsa ivedilikle tamir edelim. Cezalar caydırıcı değilse artıralım. Yani komisyonlar kurup, enine boyuna konu üzerine yoğunlaşalım ve bir çare bulalım, bulalım ki canlar yanmasın analar ağlamasın.

Kol kırılır yen içinde kalır, sözünü bu noktada unutalım. Artık ne kol kırılsın ne de yen içinde saklansın. Bu söz şiddet uygulayanlara, istismarcılara cesaret vermeye devam ediyor. Bu sözü kullanmayalım ve hak aramaya küçüklükten alıştıralım. Mağdurların artmasına ve suçun cezasız kalmasına sebep oluyor bu söz. Yapan utansın, masum niye utansın ki?

Daha mutlu, huzurlu, şiddetin olmadığı güzel yarınlar ümidi ile.





BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.