İnsan, ne kadar büyük sır, çözülmesi zor, çok bilinmeyenli denklem gibi. Her olasılık her bir insan da farklı kapıları açıyor. Bir kimsenin olumlu karşıladığı hadiseler, başka biri tarafından olumsuz karşılanabiliyor. Onun için matematik formülleri insanda yetersiz kalıyor.

Bu böyle olunca da insan yetiştirmenin zorluğu ortaya çıkıyor. Hele birde zaman geçmişse. Çok kırmızı çizgiler dışında anlayışlar değişiveriyor. Erdemli olmak, iyi insan olmak çok güzel bir şey. Bütün toplumlar hangi anlayıştan olursa olsun, bunun peşinde koşturmuşlar, kendilerine göre reçeteler çıkarmışlar. Hep, iyi insan yetiştirme peşinde koşmuşlar.

İnsanın farklılıkları bizim ufkumuzu da açıp, daha güzel toplumlar oluşturmamıza yol açar. Hangi meslekte olursak olalım dürüst ve vicdanlı olalım ki: bugünlerimize ve yarınlarımıza ümit ile bakalım. Yoksa çıkmaza düşer, her işte tökezleriz.

Burada, kime göre, neye göre, diye bir soru akla gelebilir. Bunun reçetesini kimi zaman din olarak görmüşüz. Kimi zaman ise felsefe üstlenmiş bu görevi. Başarılı olunmuş mu? Buna da herkesin farklı cevabı olabilir.

Toplumun geneline baktığımızda biraz ümitli olabiliriz fakat her zaman olumsuzluklar öne çıkarıldığı için morallerimiz de bozulmuyor değil. Herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret ederse daha iyi bir toplumda yaşayabiliriz.

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, gözüyle bakarsak, çok yanlış yapmış oluruz ki. Bugüne kadarki kazanımlarımız da tehlikeye girer, yanlışa düşeriz. Bize dokunmayan, olarak gördüğümüz kötülüklerin gün gelip bizim de kapımızı çalabilir. Bir de empati yeteneğimizi geliştirmemiz lazım ki daha huzurlu toplumlar olalım.

İnançlarımız, kültürümüz bizim daha iyi insan olma yolunda yol açıcı, aydınlatıcı olarak duruyor. Bizler kullanırsak daha iyi toplumların temelini atmış oluruz. Geleceğimize daha ümit ile bakabiliriz. Sağlıklı, mutlu, erdemli kişilerden oluşan daha mutlu toplumlar oluşturacağını, hepimiz anlayabiliriz.

Hayatta bazen çıkışlar, bazen de inişler yaşarız ki burada dikkat etmemiz gereken, her şeye hazırlıklı olmaktır. Yanlışlara düşmeden, ayağımız tökezlediğinde kalkmasını bilmek, olgunlaştığımızın başka bir göstergesidir. Bu dünyanın imtihan dünyası olduğunu bilmek ve ona göre yaşamak ve gelen hadiselere göğüs germemiz gerekir.

Bazen bollukla, varlıkla, sağlıkla denendiğimiz gibi, bazen de bunların tersiyle sınanırız. Her ne ile sınanırsak sınanalım anahtarımız sabır olmalı ki başımıza gelenle mücadele edebilelim. 

Rabbim hepimize yardım etsin. Başımızda ki imtihanlardan yüz akı ile çıkalım inşaallah.

Daha huzurlu, mutlu, güzel yarınlar da buluşmak ümidi ile.