Başlığından da anlaşılacağı üzere; okuduğum roman hakkında kısaca konuşmak istiyorum. Daha öncede birkaç romanını okumuş olduğum  Sayın İske...

Bir Roman Kırıtiği

Başlığından da anlaşılacağı üzere; okuduğum roman hakkında kısaca konuşmak istiyorum. Daha öncede birkaç romanını okumuş olduğum  Sayın İskender Pala'nın "Şah& Sultan" romanı hakkındadır.

İlk elime aldığımda Şah& Sultan'ı, onların hakkında veya etrafında olacağını düşünmüştüm. Fakat daha çok Taçlı Hatun'un ( Bihrûze), odak noktasına oturması ve bir tarihî romandan çok aşk romanı havasına bürünmesi, beni hayal kırıklığına uğrattı.

Her yazar, tabi ki istediği şekilde yazabilir ve yazar. 

Romanda daima Yavuz Sultan Selim'le Şah İsmail'i eşitleyen ifadeler de ayrıca rahatsız olduğum diğer bir konu. Şah İsmail'in Anadolu da ektiği nifak tohumları hâlâ İslâm âleminin yarası olarak kanarken... 

Elbette ki Bütün İslâm âlemi ve Türk dünyasındaki ayrılıkların son bulması, özlenen bir durumdur. Sarılırken ve arkanı döndüğünde rahatı kalp ile olmak çok değerli ve önemlidir. Kaynar yağ kazanlarında sadece Sünni diye binlerce kişiyi kaynatan zihniyetle nasıl musalaha edilir, bilemiyorum?

Tarihte olup bitenleri değiştiremeyiz, fakat günümüzü ve yarınımızı birlik ve beraberlik içinde yeniden inşa edebiliriz. Geçmişi silemeyiz fakat temiz ve yeni sayfa açılabiliriz. Herkes inancını istediği gibi yaşar, doğru veya yanlış. Neticede Allah'ın huzurunda hesaba çekileceğiz ve sonucuna da katlanmak durumundayız.

Benim dediğim; Müslüman olmanın şartları vardır, temel inanç sistemimizde olan, onlara müdahale etmek veya değiştirmek Müslümanlıkla uyuşmaz. Onun için sözlerimize dikkat etmeli, Kur'an ve Sünnet ışığından ayrılmamalıyız. İnanır, inkar etmez fakat emirleri yaşayamazsa kendi bileceği bir şey. Esas olan imandır. Belki diyebilirsiniz ki ne haddine diye, ben de haddimi aşmamak için kısa kesiyorum. Dilimin döndüğünce, rahatsız olduğum hususları yazmak istedim.





BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.