Son zamanlarda nedendir bilinmez, dizilerde, filmlerde bir furyadır gidiyor. İlla ki ya trans birey ya da eşcinsel gibi insanlar hoş gösteri...

Son Zamanlarda

Son zamanlarda nedendir bilinmez, dizilerde, filmlerde bir furyadır gidiyor. İlla ki ya trans birey ya da eşcinsel gibi insanlar hoş gösterilmeye başlandı. Böyle kişiler ya ana karakter veya yardımcısı iyi bir kişi olarak sunuluyor. Bu şekilde ne yapılmaya çalışılıyor?

Gençlerimiz mi hedefe alınıyor, ya da toplumun tamamı mı? Her iki durumda tehlikeli ve üzerimizde çeşitli oyunlar oynanıyor mu acaba. Herkes yaptığından sorumlu, fakat bu gibi istenmeyen durumlar yayılmak istenirse, bizler de önlemler almak zorunda kalırız.

Elbette ki dinde zorlama yoktur. İnsanlar hayat sermayesini istediği gibi kullanır. Getireceği sorumlulukları da kabul eder. Önümüzde açılan iki yoldan, isteyen istediğini tercih eder, sonuçlarına da katlanır. Kendi tercihlerinin sorumluluğunu da alır. Burası imtihan dünyası olduğunun bilinci ile hareket eder ve etmeli.

Fakat bizler, çoğunluğu Müslüman olan toplumlar nasıl hareket edecek? Radikalleşmeden, itidalli en doğruyu bulması gerekir. Bu arada saf ve temiz körpe beyinlerimizin bu gibi dizi ve filmlerin de kötü etkilediğinin farkında olmalıyız.

Bunun yanın da Lût (as) Kıssası’nı da hatırlarsak çok iyi olur. Açıktan haram işleyenlerle onlara ses çıkarmayanlar cezalandırılmıştı hatırlarsınız. Peygamber kıssaları bizim ders almamız ve tekrar aynı hatalara düşmememiz içindir. Aklımızı başımıza almamız gerekiyor.

Sessiz kalırsak, sorumluluk üstlendiğimizin de farkında olmalıyız. Böyle bir şey gördüğümüzde RTÜK’e tepkimizi bildirmeliyiz. İnsanlar kendi seçimlerinin sorumluluğunu yüklenirler. Fakat bu davranışlar hoş ve güzel gösterilmeye çabalanırsa, işte o zaman bizler de demokratik tepkimizi koymamız gerekir.

60- 70’li yıllarda çoğu zaman dindarlar ve hocalar kötülenmiş. Kötü karakterler hep onlara verilmişti. O günler de hafızamızda duruyor. Görsel medya, sandığımızdan daha çok toplumları etkiliyor, bunun farkına varmalı ve değerlerimize sahip çıkmalıyız.

Eskilerin tabiriyle Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaya kalkılmasın, bunun vebalini kaldıramayız.

Aile hayatımızı hedef almalarına göz yummadan. Fakat üslûbunca, hakaret etmeden tepkimizi göstermeliyiz. Bunu yetkili makamlara da bildirmek bir seçenektir. Bizi yönetenler bizim tepkilerimize kulak tıkamayacaktır. Film sektöründe olanlar da güzel faydalı senaryolar üreterek de katkıda bulunabilirler.

Bir şeye daha değinmeden geçemeyeceğim. Bitkilerin, hayvanların fıtratlarıyla oynayarak insanlığa en büyük zarar vermişlerdir. Dolayısıyla insanın da fıtratına müdahale etmişlerdir. Bu şekilde fıtratları üzerinde oynanan insanlar bu işin de kurbanları olmuşlardır ve olmaya da devam ediyorlar. Önceden, duymadığımız bilmediğimiz bir sürü hastalıkların pençesinde bocalıyoruz.

Allah sonumuzu hayır etsin. Rabbim hepimizi doğru yola iletsin. Hata ve günahlardan korusun ve affetsin.

Yarınlarımızın, bugünümüzden daha mutlu, huzurlu, sağlıklı, birlik ve beraberlik içinde olması duası ile.





BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.