Abdülhamid Han'ın gözü gibi baktığı, hatta gözünden bile sakındığı Filistin ve Mescid-i Aksa, ateşler altında. İnsanın yüreği dayanmıy...

Yaşananların Ardından

 Abdülhamid Han'ın gözü gibi baktığı, hatta gözünden bile sakındığı Filistin ve Mescid-i Aksa, ateşler altında. İnsanın yüreği dayanmıyor bu zulüm karşısında. Eminim ki çoğumuz bu acıyı iliklerinde, yüreklerinde hissediyor.
 
Böyle mi olacaktı? İnsanlık, sınavını geçemedi ve sınıfta kaldı. Hemen bunu telafi etmeli ve adalet denilen ve hepimize her zaman lazım olan mekanizmayı işletmeli ve suçlular cezasını çekmeli. Cezasız kalan her suç, mazluma ihanettir ve daha büyük suçların kapısını açar. Dikkat etmeliyiz, kapanmayan her suç kapısı, gün gelir bizleri de hiç beklemediğimiz anda vurur.
 
Burada bir konudan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Zamanımızdan tarihe bakıp, yargılamak belki bizi yanılgıya düşürebilir. Yine de birkaç söz söylemeden geçemeyeceğim: Şöyle ki, paranın cazibesine kapılan bazı Filistinliler iştahla topraklarını satmışlar ve Yahudilerin, Filistin’e rahatça girmesine göz yummuşlardır.
 
Dedelerinin yaptıkları bu büyük hatanın bedelini, ne yazık ki şimdi torunları ödemek zorunda kalıyor. O zamanlarda üç kuruş için heba edilen vatan toprakları, şimdi torunlarına mezar oluyor.
 
Bütün İslâm âleminin yüreği kanıyor, ne yazık ki. İlk kıblemiz, elimizden alınmaya çalışılıyor. Bugün için bu belâyı bedeller ödeyerek bertaraf edildi, ya yarın ne olacak? Filistinli gençler nereye kadar dayanabilecek? Ellerinde sapan taşlarından başka bir şeyi olmayan bu gençler, vücutlarını kurşunlara daha ne kadar siper edecekler? İslâm âlemi üzülüyor, tamam, fakat şimdi çare üretme zamanı. Aslında geç bile kalındı. Bizler bir ve beraber olmayı beceremedikçe İsrail’in ekmeğine yağ sürülüyor.
 
Artık yeter, söz, hak ve adaletin, diyerek ayağa kalkmalıyız ki daha kötü yarınlara düçâr olmayalım. İş işten geçmek üzere.
 
En azından zulme karşı, ortak tavır sergilemeliyiz ki, kararlı olduğumuz anlaşılsın. İşgal ettiği topraklardan çıkmasını sağlamadıkça, yayılmacı tutumlarını sürdüreceklerini de unutmayalım. Filistin’i hallederlerse etraftaki ülkeler de tehdit altında olduklarını unutmasınlar. Golan tepelerini bir günde işgal ettiği gibi.
 
Sadece İslâm dünyası değil, tüm dünya ayağa kalkmalı, artık dur denmeli. Yoksa, daha çok dünyanın başı ağrımaya devam edecek, istemesek de.
 
Öyle inanıyorum ki Mavi Marmara'da destek olan vicdan sahipleri gibi yine ayağa kalkıp, adaletin sağlanması için çaba sarf edecekler.
 
Dünya görmezden geldikçe, başlar ağrımaya devam edecek. Bir an önce ölü toprağını üzerinden atıp meseleyi çözme yolunda adımlar atmalıdır. Yoksa yarın çok geç olabilir.
 
Daha güzel yarınlar da buluşmak ümit ve duası ile.





BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.