Kalem, eline değince bırakmak istemiyor insan, tıpkı okumaya başladığınız bir kitap gibi.  Yemek yemek istemeyen bir kişinin, ilk lokmada...

Değişik Bir Açıdan


Kalem, eline değince bırakmak istemiyor insan, tıpkı okumaya başladığınız bir kitap gibi.

 Yemek yemek istemeyen bir kişinin, ilk lokmadan sonra açılan iştahı gibi.

Yazı yazdıkça da yazası geliyor âdeta. Kalemle kağıdın aşkına, sadece tutan el aracılık yapıyor. Bilmem anlatabildim mi?

Namaz kılmak zor gelen insana da, "Hele bir başla, bak zamanla alışacaksın ve zevkine varacaksın.", "Hele kırk gün bir kıl, bırakamayacaksın.", denir ya, işte öyle bir şey.

İyilikler, güzellikler hayatımızda hep yol bulsun ve bize doğru bir yön versin. Nefsimizin şerrinden, Rabbimize sığınırız. Tıpkı Peygamberimizin (asm) dediği gibi; "Rabbim göz açıp kapatıncaya kadar, beni nefsimle baş başa bırakma." diye. O mübarek, ismet sahibi olduğu halde böyle dua ederse, biz halimizi bir düşünelim.

Ne kadar tövbe ve istiğfara muhtacız? Hatalarımız, günahlarımız bize yılgınlık vermesin, huzurdan kaçırmasına fırsat vermeyelim. "Tazece Bismillah" diyerek tekrardan yeni bir temiz sayfa açarak, hayatımıza devam edelim. Dik duralım, nefsimizin oyunları karşısında uyanık olalım.

Hangi hataya düşersek düşelim, bilelim ki Rabbimin af ve merhameti, daha büyüktür. Ümitlerimizi kaybetmeden, aynı hatalara düşmeden, hayat yoluna devam etmeliyiz.

Hem bilelim ki, O'ndan başka sığınacağımız başka kapı yok. Rabbimize tam bir teslimiyetle sığınıp, ümitvar bir  şekilde yolumuza devam edelim.

Kendimizi öz eleştiriye tabi tutalım ki, nefsimizin avukatlığını yapmayalım. Eğer hatamızı görmez isek pişman olmayız ve hatada devam ederiz. Belki de hatanın farkına bile varmayız. İşte bu tehlikeli durumlara düşmemek için her gün kendimizi kontrol edelim.

Hatalarımız karşısında kendimizi affetmeyelim, tövbe ederek affetmesini Rabbimizden isteyelim.






BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.