Birkaç gündür İstanbul Kartal'da çöken binanın haberlerini izliyoruz. Vicdanları kör olanlar, 21 canın yitmesine sebep oldu. Allah, ölenlere rahmet etsin, yaralılara da acil şifalar temenni ediyoruz. Dualarımız onlarla.

Nasıl bir vicdan sahibi, inşaatta deniz kumu kullanır? Yeterli demir kullanmaz ve de kaçak üç kat çıkar. Aklım havsalam almıyor! Bile bile o kadar insanı ölüme götürmüşler.

Bir de doğruysa, alttaki atölye sahipleri, taşıyıcı kolonlardan bazılarını kesmişler. Aman Allah'ım! Bu kadarı da olmaz, diyorum ama olmuş, neticesi gözyaşı ve hüzün.

İşte bu acıları, tekrar yaşamamak için aynı hatalara düşmeyelim. Etrafımızda ne olup bitiyor, uyanık olalım. Bir hata gördüğümüzde yetkililere haber verelim ki, düşmanlarımızı sevindirmeyelim. Canlarımızı kaybetmeyelim.

Devletimiz, gerekenleri acilen yaptı ve yapıyor. Onlara elimizden gelen desteği sunmalıyız. Her insanın başına bir polis koymanın imkanı yok. Fakat vicdan polisini, içlerimize iyice yerleştirmeliyiz ki yanlışa ve hataya düşmeyelim. Düşenleri uyaralım.

O inşaatta çalışanlar, diyelim ki deniz kumunun, inşaatta kullanılmayacağını bilmiyorlardı. İnşaat mühendislerimiz, denetimci firma yetkililer uyuyorlar mı? Yoksa haksızlığa, vurguna göz mü yummuşlar? Elbette suçlular bulunacak ve cezalarını çekecekler. Burada ki mahkemede alacakları ceza ne kadar ağır olsa da, o kadar canın yitmesine sebep olanlar, hak ettikleri cezayı tam alamayacaklar. Çünkü ömürleri yetmez.

İyi ki Mahkeme-i Kübra var. Rabbim bir zerre miktar hayrın da, bir zere miktar şerrin de karşılığını vereceğim, diyor. Onları, orada ki mahkemeye havale ediyoruz.

Vicdanı kör olanın gözü, yüreği, daha pek çok hasletleri kör olur. Vicdanlarımızı öldürmeyelim, kör etmeyelim.Yaptığımız her hareketin, verdiğimiz her kararın bir sonucu, bir bedeli olduğunu unutmayalım.

Doğru ve düzgün kararlar almak ümidiyle. Yarınlarımız da daha vicdanlı olmak temennisiyle. Tekrar ölenlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz. Allah'a emanet olun.